Sünnet - Vahiy Iliskisi
Sünnet; inanç, ibadet, muamelat ve ahlak gibi Islam'i bütün yönleriyle kusatan bir anlayisin; vahiy ise, sünneti insa edici ve belirleyici bir unsur olarak, kaynak ve baglayicilik itibariyle 'Kur'an disi' kategorilerine ayrilmayacak bir bütünlügün ifadesidir. Bu yaklasim, sünnetin vahiyle iliskisinin tabii ve kaçinilmaz oldugunu göstermektedir. Anack, sünnet-vahiy iliskisinin dogasini dogru anlayabilmek, Hz. Peygamber'in Rasulullah olmasiyla beser olmasi arasindaki dengeyi dogru kurabilmeyi gerektirmektedir. Peygamberimizin (s.a.) Rasulullah olmasi, vahyin, etkin ve belirleyici bir unsur olmasini; beser olmasi ise, beserin sahip oldugu cüz'i irade ve aklin ihmal edilmemesini icap ettirmektedir.
Bu sebeple Hz. Peygamber'in, kendisine taninmis olan yetkiler dahilindeki kanaat beyanlari, içtihat ve tercihleri, yine bir beser olmasi geregi, dogruya isabet kadar hatayi da 'mümkün' kilmaktadir. Bu noktadaki dogru ve yanlis hakkindaki hükmün nihai karar mercii ise vahiydir. Iste vahiy, sünnetteki bu türden kanaat ve içtihatlar karsisinda, kimi zaman tashih, kimi zaman da açiktan teyiy yahut zimmen takrir suretinde tezahür etmistir.